Birbirinden İlginç Merak Edilen Konular

  • Konbuyu başlatan EfSaNe
  • Başlangıç tarihi

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde İlginç Olaylar ve Yazılar kategorisinde EfSaNe tarafından oluşturulan Birbirinden İlginç Merak Edilen Konular başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,174 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı İlginç Olaylar ve Yazılar
Konu Başlığı Birbirinden İlginç Merak Edilen Konular
Konbuyu başlatan EfSaNe
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan EfSaNe
E

EfSaNe

Ziyaretçi
Dünyanın En Çok Söylenen Şarkısı Hangisidir?

Bu şarkı “Happy birthday to you” dur.
Şarkının asıl kaynağı Amerika’lı iki kız kardeşe aittir.
Orijinal adı “Good Morning to All” yani hepinize günaydın dır.
Daha sonra güftesi değiştirilerek bütün dünyaya yayılmıştır.
Fakat telif hakkı kardeşlere aittir, onlardan sonra da Warner/chappel müzik şirketine geçmiştir.
Müzik ticari amaçlı kullanıldığı zaman şirkete ödeme yapma zorunluluğu vardır.

Yapıştırıcılar Nasıl Yapıştırıyor?

Yapıştırıcıların sağladığı yapışma olayı aslında kimyasal bir reaksiyondan başka bir şey değildir.
Günümüzde imalatçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar.
Yapışma olayında benzer veya ayrı malzemeden iki madde, bir de yapışkan gerekir.
Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır.
Yapıştırıcının moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekmektedir.

İnsan Korkunca Niçin Dişleri Birbirine Vurur?

Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer.
Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır.
İşte bu nedenle ilk insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer.
Çenedeki kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.

Akıl İle Zeka Arasında Fark Nedir?

Akıl yalanla gerçeği, doğru ile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir.
İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir.
Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yeteneğidir.
Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır.
Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez.
Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır.
Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir.
Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir.
Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.

Dolunay İnsan Davranışlarını Etkiler mi?


Dolunay İnsan Davranışlarını Etkiler mi?

İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır.
Eskilerin Ay’ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır.
Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır.
Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır.
Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz.
Yani Ay’ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi.
Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir.
Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş’in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır.

Niçin Gözyaşı Dökeriz?

Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlerle ağlar.
İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur.
Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır.
Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır.
Bu konuyu ilk inceleyen Darwin‘dir.
Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır.
Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir.
Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.

Üç Yaşından Daha Önce Olanları Niçin Hatırlamıyoruz?

Bilim adamları geçmiş deneyimlerimizi saklayan hafızamızın beynimizde anı veya öykü şeklinde organize olduğunu ileri sürüyorlar.
Üç yaşından küçükler bu şekilde iletişim kurma yeteneğine sahip değiller.
Öykü ve anılarını anlatamıyorlar.
Yer ve karakter kavramlarını anlamıyorlar.
Üç yaşından küçükler düzgün konuşabildikleri,anlayış, seziş ve hafıza yeteneklerine sahip oldukları halde tüm olanları bir bütün olarak şekillendiremiyor, öyküye dönüştüremiyorlar.
Hafızamız ne yaptığını ne yapıldığını 3-4 yaşlarında kaydetmeye başlıyor.

Ateş Böceği Nasıl Işık Saçıyor?

Aslında bu böceğin verdiği ışığın ateşle de sıcaklıkla da bir ilgisi yoktur.
Bilimsel adı “Soğuk Işık“tır.
Bu ışık olayı, moleküler seviyede kimyasal bir işlemdir.
Bazı moleküllerin ayrışarak daha yüksek enerjili hale geçebildikleri ve bu fazla enerjiyi ışığa dönüştürebildikleridir.
Ateş böceğinin karın bölgesindeki ışık organında bulunan guddelerden ışık elde etmede rol alan iki ana kimyasal madde üretilmektedir.
Fakat onlar da tam olarak ışık vermeye yetmediği için böceğin ışık bölgesine yakın solunum organının ışık verme anında burayı oksijenle beslemesi gerekmektedir

Kumaşlar Yıkandıktan Sonra Niçin Çeker?

Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir.
Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır.
Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler.
Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez.
Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır.
Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.

İnsanlar Saatlerini Niçin Sol Kollarına Takarlar?

Özel bir durum veya farklı olma düşüncesi yoksa insanların çoğu saatlerini sol kola takar.
Çünkü çoğunluk sağ elini kullanmaktadır ve bu kolun daha hareketli olması nedeniyle saatin bir yerlere çarpıp zarar görme olasılığı yüksektir.
Zaten saatin kurma düğmesi 3 rakamının yanındadır.
İnsanlar saati kurmak istedikleri zaman onu bilekten çıkarmadan sağ elle uzattıkları sol kollarındaki saati kurabilirler.

Bir Hafta Niçin 7 Gündür?

Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı.
İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısının 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu.
Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti.
Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi.
Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.

Niçin Otellerin Kapıları Döner Kapıdır?

Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur.
Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır.
Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer.
Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır.
Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır.
Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.

Tükenmez kalemin dolma kalemden farkı nedir?

Kalemin tarihi yazının kinden de eskidir.
İlk insanlar sivriltilmiş çakmak taşlarıyla duvar resimleri yapmıştır.
Mürekkepli metal kalemler Romalılar tarafından biliniyordu.
Tükenmez kalem adı ile bilinen bilye uçlu kalemin ilk modeli 1880 yılında yapılmıştır fakat rağbet görmemiştir.
Uçakların gelişmesiyle gündeme tekrar gelir.
Uçaklar 2-3 bin metreye çıkınca hava basıncı oldukça azalır.
Dolma kalem mürekkebi basınç nedeniyle dışarı akarak kağıdı ya da giysiyi lekeler.
2.Dünya Savaş’ında askeri uçaklarda kullanılan tükenmez kalem sonradan yaygınlaşmıştır.
Tükenmez kalemlerde mürekkep kağıda pirinç uçtaki yuvaya yerleştirilmiş minik bir bilye aracılığıyla aktarılır.
Fakat dolma kalemin özelliği seçkin ve yazıyı kaliteli kılmasıdır.

Horozlar niçin sabahları erkenden öterler?

Sabah güneş doğarken ötmek yalnız horozlara özgü değildir.
Kulağa en çok horozun sesinin gelmesi, onun sesinin diğerlerinden daha güçlü olmasıdır.
Kuşların büyük çoğunluğu da aynı saatlerde ağaçlarda koro halinde öterler.
Gün boyu hem horozlar hem kuşlar bu ötüşü sürdürürler ama seslerinin en güçlü çıktığı zaman sabah saatleridir.
Horoz ve kuşların sabah gün doğarken ötmeleri biyolojik saatleriyle ayarlanmıştır

Kuşlar nasıl konuşabiliyor?

Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir.
Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır.
Hayvanlar bu nedenle konuşamaz.
Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır.
Sesleri ezberler ve taklit ederler.
Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerin dibinde, karın boşluğunun derinliklerindedir.
Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır.
Doğayla iç içe yaşarken diğer kuşların seslerini taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.