~CAN~ bir hikaye

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Bölge kategorisinde Aybala tarafından oluşturulan ~CAN~ bir hikaye başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 351 kez görüntülenmiş, 1 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Bölge
Konu Başlığı ~CAN~ bir hikaye
Konbuyu başlatan Aybala
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan RAMSES

Aybala

Işıkları kapadım benibulmak isteyen kendini yaksın
Admin
Katılım
2 Nis 2020
Mesajlar
380
Tepkime puanı
4,866
Puanları
113
Konum
Forum keyfi.net
~CAN~

Üç kız çocuğunun ardından, erkek çocukları dünyaya gelmişti sonunda.
Daha eşi hamileyken,
mavi patikler,eşyalar
ve oyuncaklarla donatmıştı evin her köşesini.
Küçük odayı ona ayırdı.
Özenle bir köşesine kurdu bebek salıncağını.
En çok sevdiği isim olan"Beşir"ismini koydular,
aylar sonra doğduğunda oğullarını Artık kızları kıskanır olmuştu, babalarının küçük kardeşlerine gösterdiği ilgiyi.

Fakat bu mutlu günler çabuk bitmişti onlar için.
Çocuklarının garip davranışlarından endişelenip,doktora götürdüklerinde,
Mahmut beyin dünyası başına yıkılmıştı.
Doktor oğulları Beşir'in yüzde doksanbeş bedensel engelli olduğunu anlattığında gözyaşları oluk gibi aktı yanaklarından.
Çok istediği, yıllarca hayalimini kurduğu oğlu dünyaya gelmiş ama, ona "Baba"diyemecekti bir defa bile.
Birlikte top
oynayamayacaklar,
balık tutamayacaklardı...

Mahmut bey o günden sonra hayata küsmüştü sanki.
Kızlarına eskisinden daha düşkün olmuş,
oğluna ise sadece şuçlar bakışlar fırlatmıştı.
Bir defa bile kucağına almadığı gibi, açık açıkta Beşir'i hiç sevmediğini söylemekten çekinmemişti.
Eşi Nazenin hanım ne yapsa eşine bu yalnış davranışını kabul ettirememişti....

Yıllar geçmiş Beşir on iki yaşına geldiğinde de durum değişmemişti.
Ağzından sürekli sular akarken,garip garip sesler çıkarıp, oturtulduğu tekerlekli sandalyede babasını görüp heyecanlanınca gözlerini kısıp, vücudunu kasarak çığlıklar atması, sadece rahatsız ediyordu babasını...
Nazenin hanım elinde mendil oğlunun dudaklarını silerken,eşinin "-Sevmiyorum zorlamı ya-" diye yakınmaları duymamak için kulaklarını kapatıyor, hıçkırıklarla sarılıyordu oğluna...
Oğlu Beşir'in bu olumsuz durumlardan etkilenmemesi için,Ona elleriyle tutamadığı kalemi ağzıyla tutmasını öğretmişti uzun yıllar boyunca...
Elleriyle ise hafifçe ittirebiliyordu tekerlekli sandalyesini.
Onca yılda bu kadar ilerleme kat edebilmişti.
Annesi harfleride zorda olsa öğretince, isteklerini önündeki masaya koyduğu kağıda yazmayı başardığında ne çok sevinmişti.
Tek başına hem ev işi, hem kızları, hem engelli oğluyla uğraşıyor,üzerine birde eşi Mahmut bey in, Beşir'e söylediği sözleri oğluna duyurmamak için elinden geleni yapıyordu...

Aynı senenin kış aylarında Mahmut bey çok ağır bir hastalığa yakalanmış,
ardı arkası kesilmeyen ameliyatların ardından, organ naklinin şart olduğu ve gerekli naklin bulunması için beklemeye geçilmesi öneriliimişti.
Hastahane hastahane dolaşsalarda,nakil birtürlü gerçekleşmemişti.
Bir akşam çaresizce aralarında konuşurlarken, -
"Yok hanım ümidim kalmadı artık.
Kim bana bir can verip canını tehlikeye atarki
Bulamayacağız..
Bulamayacağız
ve ölüp gideceğim-" diye
söylenmeye başlamıştı.

O an Beşir yine heyecanlanmış, ve çığlıklar atmaya başlamıştı.
Önündeki kağıda bir şeyler yazmaya çalışmıştı.
Mahmut bey yine iğrenerek baktı oğluna ve eşiyle konuşmayıda bırakıp, yatmaya gitti.
Nazenin hanım o an Beşir'i sakinleştirmeye çalışmış, sonrada onu odasına götürüp,elindeki işleri bitirmeye koyulmuştu.
Beşir Ağzından biran bırakmadığı kalemiyle önündeki kağıda birşeyler yazmaya çalıştı dakikalarca.
Sonrada zar zor döndürmeyi başardı sandalyenin tekerlerini.
Balkona doğru gitti.
Ve kırık balkon korkuluğuna doğru ilerledi.
Ve o an bir gümbürtü koptu.
Nazenin hanım, balkona gittiğinde feryadı tüm mahalleliyi evin avlusuna toplamıştı.

Biricik oğlu Beşir, balkondan düştüğü yerde haraketsiz yatıyordu.
Günlerce hastahanede süren operasyonların sonunda Beşir nihayet sağlığına kavuşmuştu.
Eve döndüklerinde ise masanın üzerinde Beşir in yazdığını anladıkları bir not görmüşlerdi.
Mahmut bey gözyaşlarıyla okudu kağıtta ki yazıyı.
Şöyle yazıyordu o cümlelerde;-
"Babacığım yaşaman için bir can lazımsa ben senin için seve seve veririm.
Sen yaşa... Sen ölme... Çünki sen beni sevmesen de
ben seni çok seviyorum-"....

Yazar Suat Özge
 

RAMSES

M&R
Kayıtlı Üye
Yönetim
Katılım
15 Ara 2020
Mesajlar
639
Tepkime puanı
738
Puanları
93
Konum
Paris
~CAN~

Üç kız çocuğunun ardından, erkek çocukları dünyaya gelmişti sonunda.
Daha eşi hamileyken,
mavi patikler,eşyalar
ve oyuncaklarla donatmıştı evin her köşesini.
Küçük odayı ona ayırdı.
Özenle bir köşesine kurdu bebek salıncağını.
En çok sevdiği isim olan"Beşir"ismini koydular,
aylar sonra doğduğunda oğullarını Artık kızları kıskanır olmuştu, babalarının küçük kardeşlerine gösterdiği ilgiyi.

Fakat bu mutlu günler çabuk bitmişti onlar için.
Çocuklarının garip davranışlarından endişelenip,doktora götürdüklerinde,
Mahmut beyin dünyası başına yıkılmıştı.
Doktor oğulları Beşir'in yüzde doksanbeş bedensel engelli olduğunu anlattığında gözyaşları oluk gibi aktı yanaklarından.
Çok istediği, yıllarca hayalimini kurduğu oğlu dünyaya gelmiş ama, ona "Baba"diyemecekti bir defa bile.
Birlikte top
oynayamayacaklar,
balık tutamayacaklardı...

Mahmut bey o günden sonra hayata küsmüştü sanki.
Kızlarına eskisinden daha düşkün olmuş,
oğluna ise sadece şuçlar bakışlar fırlatmıştı.
Bir defa bile kucağına almadığı gibi, açık açıkta Beşir'i hiç sevmediğini söylemekten çekinmemişti.
Eşi Nazenin hanım ne yapsa eşine bu yalnış davranışını kabul ettirememişti....

Yıllar geçmiş Beşir on iki yaşına geldiğinde de durum değişmemişti.
Ağzından sürekli sular akarken,garip garip sesler çıkarıp, oturtulduğu tekerlekli sandalyede babasını görüp heyecanlanınca gözlerini kısıp, vücudunu kasarak çığlıklar atması, sadece rahatsız ediyordu babasını...
Nazenin hanım elinde mendil oğlunun dudaklarını silerken,eşinin "-Sevmiyorum zorlamı ya-" diye yakınmaları duymamak için kulaklarını kapatıyor, hıçkırıklarla sarılıyordu oğluna...
Oğlu Beşir'in bu olumsuz durumlardan etkilenmemesi için,Ona elleriyle tutamadığı kalemi ağzıyla tutmasını öğretmişti uzun yıllar boyunca...
Elleriyle ise hafifçe ittirebiliyordu tekerlekli sandalyesini.
Onca yılda bu kadar ilerleme kat edebilmişti.
Annesi harfleride zorda olsa öğretince, isteklerini önündeki masaya koyduğu kağıda yazmayı başardığında ne çok sevinmişti.
Tek başına hem ev işi, hem kızları, hem engelli oğluyla uğraşıyor,üzerine birde eşi Mahmut bey in, Beşir'e söylediği sözleri oğluna duyurmamak için elinden geleni yapıyordu...

Aynı senenin kış aylarında Mahmut bey çok ağır bir hastalığa yakalanmış,
ardı arkası kesilmeyen ameliyatların ardından, organ naklinin şart olduğu ve gerekli naklin bulunması için beklemeye geçilmesi öneriliimişti.
Hastahane hastahane dolaşsalarda,nakil birtürlü gerçekleşmemişti.
Bir akşam çaresizce aralarında konuşurlarken, -
"Yok hanım ümidim kalmadı artık.
Kim bana bir can verip canını tehlikeye atarki
Bulamayacağız..
Bulamayacağız
ve ölüp gideceğim-" diye
söylenmeye başlamıştı.

O an Beşir yine heyecanlanmış, ve çığlıklar atmaya başlamıştı.
Önündeki kağıda bir şeyler yazmaya çalışmıştı.
Mahmut bey yine iğrenerek baktı oğluna ve eşiyle konuşmayıda bırakıp, yatmaya gitti.
Nazenin hanım o an Beşir'i sakinleştirmeye çalışmış, sonrada onu odasına götürüp,elindeki işleri bitirmeye koyulmuştu.
Beşir Ağzından biran bırakmadığı kalemiyle önündeki kağıda birşeyler yazmaya çalıştı dakikalarca.
Sonrada zar zor döndürmeyi başardı sandalyenin tekerlerini.
Balkona doğru gitti.
Ve kırık balkon korkuluğuna doğru ilerledi.
Ve o an bir gümbürtü koptu.
Nazenin hanım, balkona gittiğinde feryadı tüm mahalleliyi evin avlusuna toplamıştı.

Biricik oğlu Beşir, balkondan düştüğü yerde haraketsiz yatıyordu.
Günlerce hastahanede süren operasyonların sonunda Beşir nihayet sağlığına kavuşmuştu.
Eve döndüklerinde ise masanın üzerinde Beşir in yazdığını anladıkları bir not görmüşlerdi.
Mahmut bey gözyaşlarıyla okudu kağıtta ki yazıyı.
Şöyle yazıyordu o cümlelerde;-
"Babacığım yaşaman için bir can lazımsa ben senin için seve seve veririm.
Sen yaşa... Sen ölme... Çünki sen beni sevmesen de
ben seni çok seviyorum-"....

Yazar Suat Özge
:s