🇹🇷🇹🇷🇹🇷Nice zaferlere 🇹🇷🇹🇷🇹🇷

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Mustafa Kemal Atatürk kategorisinde Aybala tarafından oluşturulan 🇹🇷🇹🇷🇹🇷Nice zaferlere 🇹🇷🇹🇷🇹🇷 başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 85 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Mustafa Kemal Atatürk
Konu Başlığı 🇹🇷🇹🇷🇹🇷Nice zaferlere 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Konbuyu başlatan Aybala
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Aybala

Aybala

Işıkları kapadım benibulmak isteyen kendini yaksın
Admin
Katılım
2 Nis 2020
Mesajlar
380
Tepkime puanı
4,866
Puanları
113
Konum
Forum keyfi.net
FB_IMG_1700084229472.jpg
🇹🇷🇹🇷Nice Zaferlere 🇹🇷🇹🇷

"Çocuk, nefes alamıyorum" dedi yanında bulunan Ali Çavuş’a dönerek. Oysa daha birkaç dakika önce mevzileri denetlerken hızlı bir şekilde binmeye çalıştığı atından düşmüş, kaburga kemiğine isabet eden taşın, kemiğini kırmasına aldırmadan aynı hızla tekrar atına binmişti.

Fevzi ve İsmet Paşalar, otomobilin getirilmesine müsaade etmelerini söyledikleri halde, "daha gezecek yerlerimiz var" diyerek kabul etmemişti.

Tamı tamına 22 gün, 22 gece süren 100 kilometrelik geniş bir alana yayılan çetin bir savaşın ortasında, bir Başkomutan atının ürkmesi nedeniyle yaralanıp, nefes alamayacak durumdayken; sadece ülkesinin geleceğini, milletinin özgürce alabileceği nefesi düşünüyor, Yunan ordularını vatan toprağından söküp atmak için, silah arkadaşlarıyla birlikte aylarca çalışıp planladıkları; ilk kez deneyeceği savaş stratejisini ve taarruzu yarım bırakmak istemiyordu. Yanında bulunan Fevzi Paşa’ya dönerek:

--Ben buradan ayrılmam. Eğer bu müdafaa hattında tutunamazsak Kızılırmak’a kadar çekilmek lazım dedi.

Fevzi Paşa, rengi sararmış halde konuşmakta zorlanan silah arkadaşının bu durumunu görünce;

--- Paşam merak etmeyin. Bir karış toprak vermem. Siz gidip tedavi olun, diye teminat vermesi sonrasında, gittikçe rahatsızlığı artan Başkomutan tedavi için Ankara’ya gitmeye razı oldu.

Cebeci Hastanesi'nde röntgeninin alınmasından sonra, kaburga kemiklerinden birinin kırılarak ciğerine battığı, diğer ikisinin de zedelendiği tespit edilerek bandaj yapıldı. 20 gün konuşmadan istirahat etmesi tavsiye edildiği zaman, bu sözleri duyan Mustafa Kemal, "Allah Kostantin'e yardım ediyor galiba" diye latife yapmaktan kendini alamadı. O dönemler Yunan ordusunun başında Konstantin bulunuyordu. Atatürk 20 gün hastanede yatamayacağını söyleyerek aynı gün cepheye bir şezlongla geri döndü.

Doktorların tavsiyesi üzerine şezlongda istirahat ediyor ve hiç konuşmuyordu. Emir ve isteklerini yazıyla bildiriyordu.

Sakarya Meydan Savaşı’na gönüllü nefer olarak katılmak için başvuran Halide Edip Adıvar, Mustafa Kemal Paşa ile Alagöz Köyü’ndeki karargahında karşılaşmasını şöyle aktarıyor:

‘’Mustafa Kemal Paşa, oturduğu koltuktan güçlükle kalkmaya çalıştı. Çünkü kaburga kemikleri hala ağrılar içindeydi. Paşa’ya doğru kalbimde mutlak bir hürmetle gittim. O mütevazi odada bütün gençliğin, "Bir millet yaşasın diye ölmeyi göze alan kararını temsil ediyordu. Ne saray, ne şöhret, ne herhangi bir kudret, O’nun o odadaki büyüklüğüne yaklaşamaz.” Gittim, elini öptüm.

Ve savaşın, kurtuluş mücadelesinin kıran kırana verildiği bir ortamda elinden bırakmadığı kitaptan bahseder arkadaşlarına:

--“Biliyor musunuz dün gece Reşat Nuri Bey’in Çalıkuşu romanını okudum, çok beğendim. İhmal edilmiş Anadolu’yu genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları ne güzel anlatmış. Bitirince İsmet’e vereceğim. (İsmet İnönü) Sonra da sizler okuyun” demiştir.

O gün başka bir cephede olan Fevzi Paşa’dan ikindiye kadar haber alınmadığı için Mustafa Kemal Paşa merak ediyordu. Verdiği emir üzerine kimse telefonların başından ayrılmıyordu. Endişeler giderek artıyordu.

Nihayet tam ikindi vakti telefon çaldı. Herkes heyecanlıydı. Ahizenin öteki ucunda hiç konuşan yoktu. Atatürk, çelik gibi gözlerini ahize başındakilere dikmiş yüzlerinden bir şeyler anlamaya çalışıyordu. Telefonda konuşan yoktu. Fakat biraz dikkat edince bandonun çaldığı marş sesi duyuldu. Bu, Gazi Osman Paşa marşıydı ve sesi gittikçe ahizeye daha da yaklaşıyordu. Ahizeyi Mustafa Kemal Paşa’ya verdiler. Belki fevkalade bir durum vardı. Paşa ahizeyi kulağına alınca gülümsedi ve derhal Kazım Paşa'nın çağrılmasını emretti. İçeriye giren Kazım Paşa'ya,

--Taarruz başlasın Paşa...dedi.

İşte düşmanın Eskişehir'e kadar çekilmesini sağlayan Sakarya Taarruzu Atatürk'ün bu hasta günlerinde yapılmıştı. Allah Konstantin'e değil, çalışanlara yardım etmişti. Mustafa Kemal Paşa, yirmi iki gün ve gece Sakarya Meydan Savaşı’nda, durmaksızın oradan oraya koşturdu. Altında üç at çatladı, bir kaza oldu ve Mustafa Kemal Paşa’nın kaburga kemiği kırıldı. Ankara’da Cebeci Hastanesi’nde kırıkları saran doktorlar mutlak dinlenme tavsiye ettiler. O, dinlemedi ve tekrar cepheye koştu; bir gün bu olayı anlatırken şöyle dedi:

“Ne dersiniz, orduya sonuncu hücum emrini verdiğim gün kırık kaburgalarım da iyi oluverdi’’

Şanlı Zaferimizin 101. yılında aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

Ruhları şad olsun...

Saygımız, minnetimiz bitmez, bitmeyecek...🇹🇷❤️

FB_IMG_1700084255801.jpg Türk'ün Ateşle İmtihanı