Yakup peygamberin en sevdiği oğlu Yusuf'u kaybetmesi üzerine üzüntü ve acı içinde çekildiği, ağlaya ağlaya kör olduğu evdir. “Külbe-i Ahzan” şeklinde yazılır. “Beytü'l-Hazen” ve “Beyt-i Ahzan” biçimlerinde de geçer. Divan edebiyatı'nda çok sık kullanılan bir telmihtir. Şairler sevgiliden ayrı düşmüş gönüllerini hüzünler evine benzetir, ne de olsa kalp de odacıklardan meydana geliyor. örneğin: "vaiz bize dün dûzahı (cehennem) vasfetti ol vasf senin külbe-i ahzanın içindir" der fuzuli. vehbi ise şöyle yazar: "gam-ı hicrân beni hem-hâlet-i ya`kûb ideli (ayrılık acısının gamı beni yakup'la aynı duruma düşüreli) girye vü nâlişüme (gözyaşlarıma ve inlemelerime) külbe-i ahzân ağlar” bu da muhibbi'den (kanuni) “hasret ile âh senden ayru yûsuf-ı cemâl (yüzü yusufunki gibi güzel sevgili) eyledüm yakûb-veş (yakup gibi) dil (gönül) hânesin beytü'l-hazen” Yusuf-ı güm-geşte bâz âyed be-Ken’ân gam ne-hor Külbe-i ahzân şeved rûzî gülistân gam ne-hor. (Kaybolan Yusuf Kenan’a yine gelir, gam yeme; Hüzüler kulübesi bir gün yine gülistan olur, gam yeme.)