En çok mesaj

Kullanıcı
Mesajı

Kabir, dünya ile ahıret arasında köprüdür

  • Konbuyu başlatan MeLiS
  • Başlangıç tarihi

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Fıkıh - İlmihal kategorisinde MeLiS tarafından oluşturulan Kabir, dünya ile ahıret arasında köprüdür başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 182 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Fıkıh - İlmihal
Konu Başlığı Kabir, dünya ile ahıret arasında köprüdür
Konbuyu başlatan MeLiS
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan MeLiS
M

MeLiS

Ziyaretçi
Kabir, dünya ile ahıret arasında köprüdür

İmam-ı Rabbani hazretleri Mektûbât kitabının birinci cildi 266. mektupta buyuruyor ki: Kâfirlere ve iman ile gidenlerden asilere, mezarda kabir azabı olduğunu, Muhbir-i sâdık “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm” haber vermiştir.
Kâfirler ve müminler [veyahut yalnız müminler] kabre konulunca, Münker ve Nekîr ismindeki iki melek gelip sual soracaklardır. Kabir, dünya ile ahiret arasında bir köprü, bir geçit olduğundan, kabr azabı bir bakımdan dünya azablarına benziyor ki, sonsuz değildir.
Bir bakımdan da, ahiret azablarına benzer ki, ahiret azabı cinsindendir.

Mü’min sûresinin, (Sabah, akşam, ateş ile azab olunurlar) mealindeki 46. kırkaltıncı âyet-i kerimesi, kabr azabını bildiriyor.

Kabirdeki nimetler de, hem dünya, hem de ahiret rahatlıklarına benzer.

İyi bir kimse, talihli bir insan, kusurları, günahları, lütuf ve ihsan ile af olunan ve yüzüne vurulmayan kimsedir.

Eğer günahı yüzüne vurulursa ve bunun için de, merhamet olunarak, yalnız dünya sıkıntıları çektirilip günahları, böylece temizlenen kimse de, çok talihlidir. Bununla da temizlenmeyip, geri kalan günahları için, kabir sıkması ve kabir azabı çekerek günahları biten, kıyamet gününe, mahşer meydanına günahsız olarak götürülen de, ne kadar çok talihlidir.
Eğer böyle yapmayıp, ahirette de cezalandırılırsa, yine insaftır ve adalettir. Fakat o gün, günahlı olan ve mahcup ve yüzleri kara olan, ne kadar güç durumdadır.

Fakat bunlardan, Müslüman olanlara yine acınacak, bunlar, sonunda yine merhamete kavuşacak, Cehennem azabında, sonsuz kalmaktan kurtulacaklardır ki, bu da, ne kadar büyük nimettir.
Ya Rabbi! Bize ihsan ettiğin iman ışığını söndürme, kusurlarımızı ört! Sen her şeyi yapabilirsin! Amin

(Mektûbât Tercemesi s. 366)

İman etmenin önemi

Ebû Hüreyre"nin naklettiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.

Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selâmı yayın.”

(M194 Müslim, Îmân, 93)