Zilhicce’nin ilk 10 gününde Zikir ve Dua’lar

  • Konbuyu başlatan MeLiS
  • Başlangıç tarihi

[XFB] Konu Bilgileri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Sure ve Dualar kategorisinde MeLiS tarafından oluşturulan Zilhicce’nin ilk 10 gününde Zikir ve Dua’lar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 242 kez görüntülenmiş, 0 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Sure ve Dualar
Konu Başlığı Zilhicce’nin ilk 10 gününde Zikir ve Dua’lar
Konbuyu başlatan MeLiS
Başlangıç tarihi
Cevaplar
Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan MeLiS
M

MeLiS

Ziyaretçi
ZÜ'L-HİCCE'NİN ON GÜNÜNÜN ZİKİR VE DUALARI

ÎSÂ ALEYHİSSELÂMA ÖĞRETİLEN BEŞ ZİKİR

ALLAH-u Te'âlâ 'Îsâ (Aleyhisselâm)a beş dua hediye etmiş, Cibrîl (Aleyhisselâm) bunları on günlerde getirmiş, ve:
“Ey 'Îsâ! Bu beş duayla duada bulun. Zira
ALLAH-u Te'âlâ nezdinde, bu on günün ibadetinden daha sevgilisi yoktur" buyurmuştur.

Bunların birincisi: "Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke lehû, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü, yühyî ve yümîtü bi yedihi'l hayru ve hüve 'alâ külli şey'in kadîr"

لَا إِلَهَ اِلَّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَ يُميتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ وَ هُوَ عَلٰى كُلِّ شَىْءٍ قَديرٌ

"ALLAH-u Te'âlâ'dan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'na aittir. Hamd O'na mahsustur. Diriltir ve Öldürür. Tüm hayırlar O'nun (kudret) elindedir ve O, her şeye hakkıyla gücü yetendir."

İkincisi:
“Eşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke lehû, ilâhen, vâhiden, sameden, lem yettehiz sâhibeten ve lâ veleden"

اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ إِلٰهً وَاحِدً صَمَداً لَمْ يَتَّخِذْ صَاحِبَةً وَ لَا وَلَدًا

"Ben şahitlik ederim ki; ALLAH-u Te'âlâ'dan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Tek bir İlahtır. Her şey O'na muhtaçtır. O, kimseye muhtaç değildir. Hiçbir eş ve çocuk edinmemiştir."

Üçüncüsü: "Eşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke lehû, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hamdü, yühyî ve yümîtü ve hüve hayyün lâ yemûtü bi yedihi'l-(kh)ayru ve hüve 'alâ külli şey'in kadîr"

اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اَِّلا اللّٰهُ وَحْدَهُ لَا شَرِيكَ لَهُ لَهُ الْمُلْكُ وَ لَهُ الْحَمْدُ يُحْيِى وَ يُميتُ وَ هُوَ حَىٌّ لَا يَمُوتُ بِيَدِهِ الْخَيْرُ و َهُوَ عَلى كُلِّ شَىْءٍ قَديرٌ

"Ben şahitlik ederim ki; ALLAH-u Te'âlâ'dan başka hiçbir ilah yoktur. O tektir. O'nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O'na aittir. Hamd O'na mahsustur. Diriltir ve öldürür. Kendisi hiç ölmeyecek bir diridir. Tüm hayırlar O'nun (kudret) elindedir ve O, her şeye hakkıyla gücü yetendir."

Dördüncüsü: "Hasbiyallâhü ve kefâ, semi'allâhü limen de'â, leyse verâ allâhi müntehâ"

حَسْبِيَ اللّٰهُ وَ كَفٰى سَمِعَ اللّٰهُ لِمَنْ دَعَا لَيْسَ وَرَاءَ اللّٰهِ مُنْتَهٰى

"ALLAH yeter ve Kafidir. ALLAH, dua edeni işitir. ALLAH'dan öte varılacak hiçbir şey yoktur."

Beşincisi ise:
"Ey ALLAH! Bizim söylediğimiz gibi ve bizim söylediğimizden daha da hayırlı olan tüm hamdler Sana mahsustur. Ey ALLAH! Namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm, Sana aittir. (Ben fani olduğum için) mirasım da Sana mahsustur.
Ey ALLAH!
Kabir azabından da, dağınık işlerden de Sana sığınırım.
Ey ALLAH!
Rüzgarın getirmekte olduğu şeylerin hayrını Senden isterim."

Havariler,
“Îsâ Aleyhisselâm’a:
"Bu duaları okuyanın sevabı nedir?" diye sorduklarında, şöyle buyurdu:
"Birincisini yüz kere okuyan kimsenin ameli gibi bir amel, o gün yer halkından hiçbirine yazılmaz. O kul, kıyamet günü en fazla hasenatın sahibi olur.

İkinciyi yüz kere okuyana, ALLAH-u Te'âlâ bir milyon hasene yazar, o kadar da günahlarını siler ve onun cennette onbin derecesi yükseltilir.

Üçüncüyi yüz kere okuyana gelince; gökten yetmişbin melek, elleri açık bir bir halde inerler ve bu zikri yapanlara salat ve rahmet yağdırırlar.

Dördüncüyü yüz kere okuyanın bu zikrini bir melek alıp, Rahmân Te'âlâ'nın huzuruna koyar. Rahmân Te'âlâ, o anda, onu okuyana nazar buyurur. ALLAH-u Te'âlâ'nın, kendisine bir defa tecelli buyurduğu kişiyse, asla bedbaht olmaz.

Beşincisi ise, bana ait bir duadır. Onun sevabının açıklanmasını yapmam için bana izin verilmemiştir."
Abdülkâdir el-Geylânî, el Ğunye, 2/892-894]